Eleştiri ve İnceleme
Romanlarla ilgili yaptığımız analizlere bir göz atın!
|
Click here to edit.
İNCE MEMED ROMAN İNCELEMESİ
DIŞ YAPI
1. Romanın adı: İnce Memed
2. Yazarı: Yaşar Kemal
Kemal Sadık Gökçeli veya Yaşar Kemal 28 Şubat 2015 İstanbul doğumlu, Türk romancı, senaryo, öykü yazarı ve aktivisttir. On altı yaşındayken 1939'da ilk şiiri "Seyhan"ı Görüşler adlı Adana halkevleri dergisinde yayımladı.
Kayseri'de askerliğini yaparken ilk hikâyesi olan "Pis Hikâye"yi (1946) yirmi üç yaşındayken yazdı. 1948’de "Bebek" hikâyesinin ardından "Dükkancı"yı yazdı. 1940'larda Adana'da çıkan Çığ dergisi çevresinde Pertev Naili Boratav, Nurullah Ataç, Güzin Dino gibi isimlerle tanıştı. Özellikle, ressam Abidin Dino'nun ağabeyi Arif Dino'yla kurduğu yakınlık onun düşün ve yazın dünyasının gelişimini önemli bir ölçüde etkilemiştir. Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli yayımlarda yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başladı ve 1951-1963 yılları arasında gazetede fıkra ve röportaj yazarı olarak çalıştı. Bu dönemde Anadolu insanının iktisadi ve toplumsal sorunlarını dile getirdiği dizi röportajları ile tanınmaya başladı. 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak'ta da yer alan "Bebek" öyküsü burada tefrika edildi. 1947'de İnce Memed'i yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54’te bitirdi.
Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu'nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesiydi. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazardır. 1952-2001 yılları arasında Thilda Serrero ile evli kalmış, 2002 yılında Ayşe Semiha Baban ile 2. evliliğini yapmıştır. 28 Şubat 2015 tarihinde organ yetmezliği sebebiyle yoğun bakımda olduğu hastanede ölmüştür. Cenazesi 2 Mart 2015 tarihinde düzenlenen törenin ardından Zincirlikuyu Mezarlığına defnedilmiştir.
D&R'ın yüz kırk altı mağazası ve internet satışları baz alınarak belirlenen verilere göre yazarın ölümünden sonraki hafta kitap satışları %417 arttı.
İnce Memed, Hürriyet Pazar tarafından oluşturulan yüz kişilik jüri tarafından belirlenen "Türk Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi 100 Romanı" listesinde bir numara seçildi.
3.Basıldığı yer ve basım yılı: 1955 yer belli değil
4.Yayınevi: Çağlayan Yayınevi
5. Sayfa sayısı:436
İÇ YAPI
1. Olay örgüsü / romanın özeti: Toroslar, Akdeniz’de bir köyde yaşayan insanlar dışarıya kapalı bir şekilde Abdi Ağanın koyduğu töreler ve kanunlar ile yaşarlar.
Köyün çocuklarından İnce Memed, günlerdir Abdi Ağa'nın tarlasını sürmektedir, ancak Abdi Ağa sürekli annesini ve kendisini dövmektedir. Memed artık dayanamayacağını anlayınca her şeyi bırakıp komşu köye kaçar ve orada yaşayan bir köylü olan Süleyman'a kendisini alması için yalvarır. Memed'in yaptığı bu kaçma eylemi aslında bütün köy ahalisinin hayalidir. Memed kışı komşu köyde geçirir. Orada çobanlık yapar. Anasını ve köyünü özlemesine rağmen köyüne dönemez. Bir gün köyden bir tanıdık onu görür ve bu haberi Memed'in annesi Döne'ye iletir. Ancak haber, Abdi Ağanın kulağına da gider ve Abdi ağa durumu öğrenir. Daha sonra Abdi Ağa Süleyman'ın kapısına dikilir ve Memed'i alıp köye götürür. O yaz Memed hasadı yapar ve Abdi Ağa'nın topraklarını sürer. Abdi Ağa ise ceza olarak ona hasadın dörtte birini verir. O kış Memed ve anası çok zorluk çekerler. Tüm hikâyede var olan acından ölmek ve sefillik hissiyatı burada doruklara çıkar.
Aradan birkaç sene geçtikten sonra Memed, arkadaşı Mustafa ile birlikte ilk defa kasabaya gider. Yolda, iyi ve mert bir eşkıya olan ve hayranlık duydukları Koca Ahmet'le karşılaşırlar. Kasabadaki yaşam Memed'i çok etkiler. Ağaların olmadığı, herkesin özgür olduğu bu hayat Memed'i cezbeder. Memed, yavuklusu Hatçe'nin Abdi Ağa'nın yeğeni ile evlendirileceğini öğrenince, Hatçe'yi kaçırmak için köye döner ve beraber kaçarlar. Hatçe ile Memed'in kaçmalarının ardından Ağa'nın adamları ve yeğeni onları yakalamak için izlerini sürerler ve bulurlar. Aralarında çatışma çıkar ancak Memed tüfek kullanmada ve çatışmada usta biridir. Memed, Abdi Ağa'nın yeğenini öldürür, Abdi Ağa'yı yaralayıp kaçar. Hatçe ise yakalanır. Memed'in sığınacak bir yeri olmadığı için Deli Durdu denilen bir eşkıyanın çetesine katılır. Çetenin yaptığı haksızlıkları gören Memed Deli Durdu'dan nefret eder.
Bu sırada Abdi Ağa Hatçe'yi cezalandırmak için ona bir tuzak kurar. Yeğenini Hatçe'nin öldürdüğüne jandarmaları ikna eder ve Hatçe hapishaneye düşer.
Eşkıyalığa iyice alışan Memed zulmetmeye dayanamaz. Arkadaşları Recep Çavuş ve Cabbar ile Deli Durdu'nun çetesinden ayrılır. Bir gece köye geldiğinde anasının öldüğünü ve Hatçe'nin başına gelenleri öğrenir. Ardından Abdi Ağa'nın izini sürmeye başlar.
Bu arada Abdi Ağa Memed'i ortadan kaldırmak için bir tuzak kurar. Memed ise kasabada Hatçe'yi bulur ve bir yolunu bulup onu ve arkadaşını hapishaneden kaçırmayı başarır. Köylüleri de Abdi Ağa'ya karşı gelmeleri konusunda yüreklendirir. O kış köylüler Abdi Ağa'ya hasatlarından bir buğday tanesi bile vermezler.
Abdi Ağa Ankara'ya telgraf çeker ve Memed'in gizlendiği yeri ihbar eder. Jandarmalar Memed'i kıstırırlar. Aralarında çatışma çıkar. Tam bu sırada Hatçe doğum yapar. Memed eşi ve çocuğu için teslim olur fakat bu esnada Hatçe vurulur. Memed'in dünyası yıkılır. İnce Memed'in çatışmada defalarca jandarmaları vurabilecekken bilerek şakpalarına veya öldürmeyecek yerlerine ateş ettiğini bilen ve Aylardır onu kovalayan Asım Çavuş onu böyle bir durumdayken tutuklayamaz ve askerleriyle giderek ona yeni bir şans verir. Doğan çocuğunu Hatçe'nin hapishane arkadaşı Iraz alır ve Gaziantep'in bir köyüne götürür.
Olaylardan Abdi Ağa'yı sorumlu tutan Memed köye gelir ve Abdi Ağa'yı vurur. Bu duruma sevinen köylü bayram eder. Memed ise atıyla yollara düşer.
2.Zaman: Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan kısa bir süre sonra Çukuruova’da
3.Kişiler:
a. Ana kişiler:
· İnce Memed: Değirmenoluk köyünden Sefil İbrahim ve Döne'nin tek oğlu. Küçük yaşta yetim kalmıştır ve annesiyle yaşamaktadır. Romana göre İnce Memed’in gerçek adı İnce Ufo’dur. Aslen Kahramanmaraş’ın Helete köyündendir. Gerçek yaşamı daha karışık ve zordur.
· Döne: İnce Memed'in annesidir.
· Abdi Ağa: Dikenlidüzü'ndeki 5 köyün sahibidir.
· Hatçe: İnce Memed'in sevgilisi, daha sonra eşi. İnce Memed'in Abdi Ağa'yı ilk karşılaşmalarında yaralaması sonrasında, iftiraya uğramış ve hapishaneye atılmış, daha sonra İnce Memed tarafından Jandarma'nın elinden kurtarılmıştır. İnce Memed'den bir erkek çocuğu olmuştur. Dağda bir çatışma sırasında ölmüştür.
Fiziksel özellikleri:
Genel olarak çok bahsedilmemiştir. Kimsenin genel bir anormalliği yoktur. İnce Memed sıradan bir köy çocuğu olarak doğar sonradan kahraman olur.
Ruhsal özellikleri:
· İnce Memed haksızlığa başkaldırışı sembolize eder. Kararlıdır ve cesurdur.
· Döne hanım anaçtır. Fedakardır ve oğlu için canını vermeye hazırdır. Birçok çileler çekmiş, ağa tarafından çok işkenceler görmüştür. Ölmeden önce İnce Memed'ini görememiş, güçlü bir köy kadınıdır. İyi kalplidir, masum bir karakteri vardır.
· Hatçe de kararlıdır, hapishaneye düşmesine rağmen umudunu yitirmemiş İnce Memed’e güvenmiştir.
· Adbi Ağa açgözlü merhametsiz ve İnce Memed ile karşılıklı dövüşmekten korkan bu yüzden tuzaklar kuran birisidir.
· b. Yardımcı kişiler:
· Cabbar: İnce Memed ile beraber Deli Durdu'nun çetesinde bulunmuş ve İnce Memed bir olay karşısında Deli Durdu'ya karşı çıkınca haklı olan İnce Memed'in yanında yer almıştır. İnce Memed'in çılgınca bir girişiminde İnce Memed'in yanında yer almamış ve yolları ayrılmıştır. Hükûmet genel af ilan edince dağdan inmiş, mütevazı bir yaşam sürmüştür.
· Kesme Köylü Süleyman: İnce Memed'in köyden ilk kaçısında kaldığı köşkün sahibidir, bir baba gibi İnce Memed'i sahiplenmiş, saklamış ve Deli Durdu'nun çetesine katılmasını sağlamıştır. Roman serisinde okurun karşısına bolca çıkan önemli bir şahsiyettir. İnce Memed'i sahiplenişi, ona karşı yaptığı iyilikler ve onu çeteye sokuşu bu şahsın en önemli davranışlarıdır.
· Recep Çavuş: Nerden geldiğini kimsenin bilmediği, ancak çok uzun yıllardır, birçok çetede eşkıyalık yapmış bir kişidir. Cabbar ile beraber İnce Memed'in çetesini oluşturmuş, birlikte birçok maceraya atılmışlardır. Çatışmalar ve kayalıklarda aldığı yaralara daha fazla dayanamayan Recep Çavuş, bir ağacın altına gömülür.
· Topal Ali: İzciliği ile ün yapmış bir ayağı topal olan, İnce Memed'in başına türlü dertler açmış, ancak daha sonra İnce Memed'in en güvenilir adamlarından olmuştur.
· Iraz: Hatçe'nin hapse düştüğü zamanlar ona can yoldaşlığı etmiş, daha sonra İnce Memed tarafından Hatice ile birlikte jandarmaların elinden kaçmıştır. Hatice öldükten sonra İnce Memed 'in oğlunu alıp uzak diyarlara gitmiştir.
· Durmuş Ali: İnce Memed jandarmalardan kaçarken onu evinde konuk etmiştir. Ayrıca İnce Memed 'in köyünden komşudur.
· Hürü Ana: Durmuş Ali'nin eşidir.
Ruhsal özellikleri:
Cabbar: İnce Memed’in yanında durur ve iyi biridir. Zulümden hoşlanmaz adaletlidir.
Süleyman: İyi kalplidir. Yardımsever ve merhametlidir.
Recep Çavuş: Sertliği ile dikkat çeker. Merttir.
Topal Ali: Kurnazlığı ve zekâsı ile öne çıkar.
Iraz: Döne gibi anaçtır. İyi kalplidir ve yardımseverdir.
4. Mekân: Çukurova
Mekânın özellikleri: Sıcak, her yer dikenli ot doludur(bunu özellikle hissedersiniz) köyler ve şehirler arasında inanılmaz farklılıklar vardır.
Mekânın kişi ve olaylara/durumlara etkisi: Şehirler İnce Memed’in içinde bir hayali uyandırmıştır. Köyler umutsuzluğu temsil ederken şehir özgürlüğü ve geleceği temsil etmektedir.
5.Romanın teması: Ağalara, diktatörlere ve adaletsizliğe karşı olan öfke ve başkaldırma
6. Romanın konusu: Düzene başkaldıran Memed’in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova. Yaşar Kemal’in değişiyle “içinde başkaldırma kurduyla doğmuş” bir insanın “mecbur adam”ın romanı
7. Romanın ana düşüncesi: Sıradan bir köylü çocuğu bile eğer başkaldırırsa zulmedenler için eşkıya zulme uğrayanlar için bir kurtarıcıya dönüşebilir.
8. Romanın dil ve anlatım özellikleri: köylü şive ve ağzı kullanılmış. Sade ve sürükleyici, betimleyici ve öyküleyici bir anlatım kullanılmış.
9. Anlatıcının bakış açısı: Hakim bir bakış açısı kullanılmış
10. Romanı edebî yapan özellikler: Toroslardaki ve Çukurova’daki anlatımı hiçbir romanın veremeyeceği şekilde anlatmıştır. Bir yaşa biçimini bir halkın portresi olarak böylesine veren başka roman çok azdır.
11. Romandaki kurmaca dünya ile eserdeki dönemin gerçekliği arasındaki ilişki: Gayet gerçekçi bir eserdir. Yani kitabın sonunda gerçek bir hayat hikâyesidir yazsa idi şaşırmazdım.
12. Roman yazarının yaşamının eser üzerindeki etkileri: Yazar Anadolu halkına yapılan zulümleri hiç sevmez ve Anadolu insanının iktisadi ve toplumsal sorunlarını dile getirir. Zaten bu hisleri ile romanı yazmıştır.
13. Romanın en beğendiğim bölümü ve nedeni: Sonlara doğru olan, Hatçe, Iraz ve Memed’in jandarmadan kaçış bölümü o kadar sürükleyici ve akıcıydı ki bir oturuşta bitirdim. Sonuna kadar nefesim tutulmuştu. Aynı gerilim filmi gibiydi ancak bir kitaptı!
14. Romanın beğenmediğim bölümü ve nedeni: Beğenmediğim özellikle bir bölüm yok. Ancak romanlardaki klasik “kötü adam kötüdür iyi adam iyi” olayı beni rahatsız eder. Bu romanda da Kötü adamın her hareketi kötülük içerirken, iyiler ise her zaman yardımseverdir.
16. Eser hakkındaki düşünceler: Herkesin okuyabileceği ve genel olarak aynı hisleri alacağı güzel bir eser. Herkese tavsiye ederim.
UMUT ULAŞ CANDAN 11/FLA
DIŞ YAPI
1. Romanın adı: İnce Memed
2. Yazarı: Yaşar Kemal
Kemal Sadık Gökçeli veya Yaşar Kemal 28 Şubat 2015 İstanbul doğumlu, Türk romancı, senaryo, öykü yazarı ve aktivisttir. On altı yaşındayken 1939'da ilk şiiri "Seyhan"ı Görüşler adlı Adana halkevleri dergisinde yayımladı.
Kayseri'de askerliğini yaparken ilk hikâyesi olan "Pis Hikâye"yi (1946) yirmi üç yaşındayken yazdı. 1948’de "Bebek" hikâyesinin ardından "Dükkancı"yı yazdı. 1940'larda Adana'da çıkan Çığ dergisi çevresinde Pertev Naili Boratav, Nurullah Ataç, Güzin Dino gibi isimlerle tanıştı. Özellikle, ressam Abidin Dino'nun ağabeyi Arif Dino'yla kurduğu yakınlık onun düşün ve yazın dünyasının gelişimini önemli bir ölçüde etkilemiştir. Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli yayımlarda yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başladı ve 1951-1963 yılları arasında gazetede fıkra ve röportaj yazarı olarak çalıştı. Bu dönemde Anadolu insanının iktisadi ve toplumsal sorunlarını dile getirdiği dizi röportajları ile tanınmaya başladı. 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak'ta da yer alan "Bebek" öyküsü burada tefrika edildi. 1947'de İnce Memed'i yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54’te bitirdi.
Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu'nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesiydi. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazardır. 1952-2001 yılları arasında Thilda Serrero ile evli kalmış, 2002 yılında Ayşe Semiha Baban ile 2. evliliğini yapmıştır. 28 Şubat 2015 tarihinde organ yetmezliği sebebiyle yoğun bakımda olduğu hastanede ölmüştür. Cenazesi 2 Mart 2015 tarihinde düzenlenen törenin ardından Zincirlikuyu Mezarlığına defnedilmiştir.
D&R'ın yüz kırk altı mağazası ve internet satışları baz alınarak belirlenen verilere göre yazarın ölümünden sonraki hafta kitap satışları %417 arttı.
İnce Memed, Hürriyet Pazar tarafından oluşturulan yüz kişilik jüri tarafından belirlenen "Türk Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi 100 Romanı" listesinde bir numara seçildi.
3.Basıldığı yer ve basım yılı: 1955 yer belli değil
4.Yayınevi: Çağlayan Yayınevi
5. Sayfa sayısı:436
İÇ YAPI
1. Olay örgüsü / romanın özeti: Toroslar, Akdeniz’de bir köyde yaşayan insanlar dışarıya kapalı bir şekilde Abdi Ağanın koyduğu töreler ve kanunlar ile yaşarlar.
Köyün çocuklarından İnce Memed, günlerdir Abdi Ağa'nın tarlasını sürmektedir, ancak Abdi Ağa sürekli annesini ve kendisini dövmektedir. Memed artık dayanamayacağını anlayınca her şeyi bırakıp komşu köye kaçar ve orada yaşayan bir köylü olan Süleyman'a kendisini alması için yalvarır. Memed'in yaptığı bu kaçma eylemi aslında bütün köy ahalisinin hayalidir. Memed kışı komşu köyde geçirir. Orada çobanlık yapar. Anasını ve köyünü özlemesine rağmen köyüne dönemez. Bir gün köyden bir tanıdık onu görür ve bu haberi Memed'in annesi Döne'ye iletir. Ancak haber, Abdi Ağanın kulağına da gider ve Abdi ağa durumu öğrenir. Daha sonra Abdi Ağa Süleyman'ın kapısına dikilir ve Memed'i alıp köye götürür. O yaz Memed hasadı yapar ve Abdi Ağa'nın topraklarını sürer. Abdi Ağa ise ceza olarak ona hasadın dörtte birini verir. O kış Memed ve anası çok zorluk çekerler. Tüm hikâyede var olan acından ölmek ve sefillik hissiyatı burada doruklara çıkar.
Aradan birkaç sene geçtikten sonra Memed, arkadaşı Mustafa ile birlikte ilk defa kasabaya gider. Yolda, iyi ve mert bir eşkıya olan ve hayranlık duydukları Koca Ahmet'le karşılaşırlar. Kasabadaki yaşam Memed'i çok etkiler. Ağaların olmadığı, herkesin özgür olduğu bu hayat Memed'i cezbeder. Memed, yavuklusu Hatçe'nin Abdi Ağa'nın yeğeni ile evlendirileceğini öğrenince, Hatçe'yi kaçırmak için köye döner ve beraber kaçarlar. Hatçe ile Memed'in kaçmalarının ardından Ağa'nın adamları ve yeğeni onları yakalamak için izlerini sürerler ve bulurlar. Aralarında çatışma çıkar ancak Memed tüfek kullanmada ve çatışmada usta biridir. Memed, Abdi Ağa'nın yeğenini öldürür, Abdi Ağa'yı yaralayıp kaçar. Hatçe ise yakalanır. Memed'in sığınacak bir yeri olmadığı için Deli Durdu denilen bir eşkıyanın çetesine katılır. Çetenin yaptığı haksızlıkları gören Memed Deli Durdu'dan nefret eder.
Bu sırada Abdi Ağa Hatçe'yi cezalandırmak için ona bir tuzak kurar. Yeğenini Hatçe'nin öldürdüğüne jandarmaları ikna eder ve Hatçe hapishaneye düşer.
Eşkıyalığa iyice alışan Memed zulmetmeye dayanamaz. Arkadaşları Recep Çavuş ve Cabbar ile Deli Durdu'nun çetesinden ayrılır. Bir gece köye geldiğinde anasının öldüğünü ve Hatçe'nin başına gelenleri öğrenir. Ardından Abdi Ağa'nın izini sürmeye başlar.
Bu arada Abdi Ağa Memed'i ortadan kaldırmak için bir tuzak kurar. Memed ise kasabada Hatçe'yi bulur ve bir yolunu bulup onu ve arkadaşını hapishaneden kaçırmayı başarır. Köylüleri de Abdi Ağa'ya karşı gelmeleri konusunda yüreklendirir. O kış köylüler Abdi Ağa'ya hasatlarından bir buğday tanesi bile vermezler.
Abdi Ağa Ankara'ya telgraf çeker ve Memed'in gizlendiği yeri ihbar eder. Jandarmalar Memed'i kıstırırlar. Aralarında çatışma çıkar. Tam bu sırada Hatçe doğum yapar. Memed eşi ve çocuğu için teslim olur fakat bu esnada Hatçe vurulur. Memed'in dünyası yıkılır. İnce Memed'in çatışmada defalarca jandarmaları vurabilecekken bilerek şakpalarına veya öldürmeyecek yerlerine ateş ettiğini bilen ve Aylardır onu kovalayan Asım Çavuş onu böyle bir durumdayken tutuklayamaz ve askerleriyle giderek ona yeni bir şans verir. Doğan çocuğunu Hatçe'nin hapishane arkadaşı Iraz alır ve Gaziantep'in bir köyüne götürür.
Olaylardan Abdi Ağa'yı sorumlu tutan Memed köye gelir ve Abdi Ağa'yı vurur. Bu duruma sevinen köylü bayram eder. Memed ise atıyla yollara düşer.
2.Zaman: Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan kısa bir süre sonra Çukuruova’da
3.Kişiler:
a. Ana kişiler:
· İnce Memed: Değirmenoluk köyünden Sefil İbrahim ve Döne'nin tek oğlu. Küçük yaşta yetim kalmıştır ve annesiyle yaşamaktadır. Romana göre İnce Memed’in gerçek adı İnce Ufo’dur. Aslen Kahramanmaraş’ın Helete köyündendir. Gerçek yaşamı daha karışık ve zordur.
· Döne: İnce Memed'in annesidir.
· Abdi Ağa: Dikenlidüzü'ndeki 5 köyün sahibidir.
· Hatçe: İnce Memed'in sevgilisi, daha sonra eşi. İnce Memed'in Abdi Ağa'yı ilk karşılaşmalarında yaralaması sonrasında, iftiraya uğramış ve hapishaneye atılmış, daha sonra İnce Memed tarafından Jandarma'nın elinden kurtarılmıştır. İnce Memed'den bir erkek çocuğu olmuştur. Dağda bir çatışma sırasında ölmüştür.
Fiziksel özellikleri:
Genel olarak çok bahsedilmemiştir. Kimsenin genel bir anormalliği yoktur. İnce Memed sıradan bir köy çocuğu olarak doğar sonradan kahraman olur.
Ruhsal özellikleri:
· İnce Memed haksızlığa başkaldırışı sembolize eder. Kararlıdır ve cesurdur.
· Döne hanım anaçtır. Fedakardır ve oğlu için canını vermeye hazırdır. Birçok çileler çekmiş, ağa tarafından çok işkenceler görmüştür. Ölmeden önce İnce Memed'ini görememiş, güçlü bir köy kadınıdır. İyi kalplidir, masum bir karakteri vardır.
· Hatçe de kararlıdır, hapishaneye düşmesine rağmen umudunu yitirmemiş İnce Memed’e güvenmiştir.
· Adbi Ağa açgözlü merhametsiz ve İnce Memed ile karşılıklı dövüşmekten korkan bu yüzden tuzaklar kuran birisidir.
· b. Yardımcı kişiler:
· Cabbar: İnce Memed ile beraber Deli Durdu'nun çetesinde bulunmuş ve İnce Memed bir olay karşısında Deli Durdu'ya karşı çıkınca haklı olan İnce Memed'in yanında yer almıştır. İnce Memed'in çılgınca bir girişiminde İnce Memed'in yanında yer almamış ve yolları ayrılmıştır. Hükûmet genel af ilan edince dağdan inmiş, mütevazı bir yaşam sürmüştür.
· Kesme Köylü Süleyman: İnce Memed'in köyden ilk kaçısında kaldığı köşkün sahibidir, bir baba gibi İnce Memed'i sahiplenmiş, saklamış ve Deli Durdu'nun çetesine katılmasını sağlamıştır. Roman serisinde okurun karşısına bolca çıkan önemli bir şahsiyettir. İnce Memed'i sahiplenişi, ona karşı yaptığı iyilikler ve onu çeteye sokuşu bu şahsın en önemli davranışlarıdır.
· Recep Çavuş: Nerden geldiğini kimsenin bilmediği, ancak çok uzun yıllardır, birçok çetede eşkıyalık yapmış bir kişidir. Cabbar ile beraber İnce Memed'in çetesini oluşturmuş, birlikte birçok maceraya atılmışlardır. Çatışmalar ve kayalıklarda aldığı yaralara daha fazla dayanamayan Recep Çavuş, bir ağacın altına gömülür.
· Topal Ali: İzciliği ile ün yapmış bir ayağı topal olan, İnce Memed'in başına türlü dertler açmış, ancak daha sonra İnce Memed'in en güvenilir adamlarından olmuştur.
· Iraz: Hatçe'nin hapse düştüğü zamanlar ona can yoldaşlığı etmiş, daha sonra İnce Memed tarafından Hatice ile birlikte jandarmaların elinden kaçmıştır. Hatice öldükten sonra İnce Memed 'in oğlunu alıp uzak diyarlara gitmiştir.
· Durmuş Ali: İnce Memed jandarmalardan kaçarken onu evinde konuk etmiştir. Ayrıca İnce Memed 'in köyünden komşudur.
· Hürü Ana: Durmuş Ali'nin eşidir.
Ruhsal özellikleri:
Cabbar: İnce Memed’in yanında durur ve iyi biridir. Zulümden hoşlanmaz adaletlidir.
Süleyman: İyi kalplidir. Yardımsever ve merhametlidir.
Recep Çavuş: Sertliği ile dikkat çeker. Merttir.
Topal Ali: Kurnazlığı ve zekâsı ile öne çıkar.
Iraz: Döne gibi anaçtır. İyi kalplidir ve yardımseverdir.
4. Mekân: Çukurova
Mekânın özellikleri: Sıcak, her yer dikenli ot doludur(bunu özellikle hissedersiniz) köyler ve şehirler arasında inanılmaz farklılıklar vardır.
Mekânın kişi ve olaylara/durumlara etkisi: Şehirler İnce Memed’in içinde bir hayali uyandırmıştır. Köyler umutsuzluğu temsil ederken şehir özgürlüğü ve geleceği temsil etmektedir.
5.Romanın teması: Ağalara, diktatörlere ve adaletsizliğe karşı olan öfke ve başkaldırma
6. Romanın konusu: Düzene başkaldıran Memed’in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova. Yaşar Kemal’in değişiyle “içinde başkaldırma kurduyla doğmuş” bir insanın “mecbur adam”ın romanı
7. Romanın ana düşüncesi: Sıradan bir köylü çocuğu bile eğer başkaldırırsa zulmedenler için eşkıya zulme uğrayanlar için bir kurtarıcıya dönüşebilir.
8. Romanın dil ve anlatım özellikleri: köylü şive ve ağzı kullanılmış. Sade ve sürükleyici, betimleyici ve öyküleyici bir anlatım kullanılmış.
9. Anlatıcının bakış açısı: Hakim bir bakış açısı kullanılmış
10. Romanı edebî yapan özellikler: Toroslardaki ve Çukurova’daki anlatımı hiçbir romanın veremeyeceği şekilde anlatmıştır. Bir yaşa biçimini bir halkın portresi olarak böylesine veren başka roman çok azdır.
11. Romandaki kurmaca dünya ile eserdeki dönemin gerçekliği arasındaki ilişki: Gayet gerçekçi bir eserdir. Yani kitabın sonunda gerçek bir hayat hikâyesidir yazsa idi şaşırmazdım.
12. Roman yazarının yaşamının eser üzerindeki etkileri: Yazar Anadolu halkına yapılan zulümleri hiç sevmez ve Anadolu insanının iktisadi ve toplumsal sorunlarını dile getirir. Zaten bu hisleri ile romanı yazmıştır.
13. Romanın en beğendiğim bölümü ve nedeni: Sonlara doğru olan, Hatçe, Iraz ve Memed’in jandarmadan kaçış bölümü o kadar sürükleyici ve akıcıydı ki bir oturuşta bitirdim. Sonuna kadar nefesim tutulmuştu. Aynı gerilim filmi gibiydi ancak bir kitaptı!
14. Romanın beğenmediğim bölümü ve nedeni: Beğenmediğim özellikle bir bölüm yok. Ancak romanlardaki klasik “kötü adam kötüdür iyi adam iyi” olayı beni rahatsız eder. Bu romanda da Kötü adamın her hareketi kötülük içerirken, iyiler ise her zaman yardımseverdir.
16. Eser hakkındaki düşünceler: Herkesin okuyabileceği ve genel olarak aynı hisleri alacağı güzel bir eser. Herkese tavsiye ederim.
UMUT ULAŞ CANDAN 11/FLA
“YABANCI” ROMANI İNCELEMESİ
DIŞ YAPI
1. Romanın adı: Yabancı
2. Yazarı: Albert Camus
Yazarın yaşamına yönelik bilgiler: Albert Camus 1913 yılında Cezayir’in küçük bir kasabasında dünyaya gelmiştir. Yoksul bir ailede dünyaya gelen Camus’un babası I. Dünya savaşında cephede yaşamını yitirmiştir. Büyükannesi, felç olan dayısı ve annesi ile zorlu hayat koşullarında yaşamıştır. Hayatının bu dönemini Tersi ve Yüzü isimli eserinde anlatmıştır. Albert Camus yazarlığının yanı sıra tiyatroya da ilgi duymuş, İşçinin Tiyatrosu isimli tiyatro salonu kurmuştur. Bu tiyatro 4 yıl ayakta kalmıştır. İlk tiyatro eseri olan Caligula’dır. Oyun yazdığı dönemlerde cinnet getiren bir roma imparatorunun dramı ile ilgili oyunu sonunda absürdizm savunucusu olarak anılmış bu düşünceyi reddetmiştir. Absürt bir ölüm şekli olarak değerlendirdiği trafik kazası ile 4 Ocak 1960 yılında yaşamını yitirmiştir.
3.Basıldığı yer ve basım yılı: 1942
4.Yayınevi: Can Yayınları
5. Sayfa sayısı: 123
İÇ YAPI
Meursault tutuklanır, ve bu cinayetten dolayı mahkemesi olacaktır. Fakat mahkemede işlediği suçtan çok, Meursault davranışları yüzünden yargılanır. Avukat, Meursault’un annesinin cenazesindeki tavırlarını öğrendikten sonra, kendi annesinin cenazesinde bu tarz tavırlar sergileyen bir kişinin çok şeytani olduğunu savunur. Bu noktada bu mahkeme sanki işlenen cinayet için değil de, Meursault’un toplumun hoş karşılamadığı davranışları için yapılıyordur. Bu şekilde, Meursault ölüme mahkum edilmiştir. Ölümünden önce kalan günlerinde Meursault, onu ziyarete gelen papaya karşı çıkar, Tanrı’yı reddeder ve romanın sonuna kadar toplumdan dışlanmış, topluma yabancı kalmıştır.
3.Kişiler
a. Ana kişiler: Meursault
Fiziksel özellikleri: Fiziksel özelliklerinden çok bahsedilmemiş, fakat muhtemelen kendi yaşını temsil edecek bir erkeğin özelliklerine sahip.
Ruhsal özellikleri: Gözlemci, çoğu zaman umursamaz, hayatta hiç bir derinlik aramayan, dış dünyaya tamamen yabancı bir karakter. Ölümü hayatın bir parçası olarak görmektedir. Kendisinden uzaklaşmış bir birey olmasına rağmen ölüme yaklaştıkça kendisine karşı farkındalığı artmıştır, fakat hala pek umursamamaktadır.
b. Yardımcı kişiler: Marie, Raymond, Salamano
Fiziksel özellikleri: Marie, belirtildiği üzere fiziği iyi bir kadın. Raymond ise daha iri bir adam. Salamano ise yaşlı bir adam.
Ruhsal özellikleri: Marie, Meursault’un hayatına heyecan katan neşeli bir kadın. Meursault’un bütün bu davranışlarına toplumun aksine anlayışlı ve sabırlı. Raymond ise çapkın, sinsi ve belalı bir karakter. Meursault’un hayatının tamamen değişmesine yol açıyor.
4. Mekân: Cenaze, Sahil, Meursault’un yaşadığı apartman, Duruşma Salonu, Hapishane
Mekânın özellikleri: Karakterler Cezayir’de yaşamakta, çoğunlukla sahilde buluşmaktadırlar.
Mekânın kişi ve olaylara/durumlara etkisi: Meursault, cinayeti sahilde işlemektedir. Duruşma salonu ise romandaki en önemli mekanlardan biridir. Çünkü Meursault burda yargılanır, ve yargılanma sebebi cinayet değil, topluma karşı yabancılaşmasından dolayıdır. Burada kendi düşünceleri yüzünden ölüme mahkum edilir. Hapishane de ise az da olsa hayatta derinlik görmeye başlar, fakat artık bunun için çok geçtir, çünkü zaten yaşamak için fazla vakti kalmamıştır.
5.Romanın teması: Hayata, topluma karşı yabancılaşmak, umursamamazlık, ölüm...
6. Romanın konusu: Yabancı romanının konusu ana karakter Meursault’un topluma yabancılaşması ve bunun yüzünden yargılanmasıdır.
7. Romanın ana düşüncesi: Dünya anlamsızdır, toplumun kurallarına uymak saçmalıktır. Yaşam çok tekdüzedir ve bu şekilde insan ölümü bile rahatlıkla kabullenir.
8. (Varsa) Yazarın etkilendiği edebî akım ve eser üzerindeki etkileri: Varoluşçuluk
9. Romanın dil ve anlatım özellikleri: Öyküleyici anlatım kullanılmıştır.
Dil ve Üslup özellikleri ve metinden örnekleri (akıcı, duru, yalın, açık, anlaşılır vs.)
Sade, tekdüze ve anlaşılır bir dille yazılmıştır.
10. Anlatıcının bakış açısı (hâkim, gözlemci, kahraman)
Kahraman bakış açısı kullanılmıştır.
11. Romanı edebî yapan özellikler: Yaşamın tekdüzeliğini incelemesi, varoluşculuğu savunan bir hikâye olması, topluma yabancılaşmayı incelemesi...
12. Romandaki kurmaca dünya ile eserdeki dönemin gerçekliği arasındaki ilişki: Gerçek dünya ile tamamen aynı dünyada geçmektedir ve romandaki olayların yaşanması gerçek dünyada da olasıdır.
13. Roman yazarının yaşamının eser üzerindeki etkileri: Albert Camus’un savunduğu varoluşçuluk kendisini romanda da göstermektedir.
14. Romanın en beğendiğim bölümü ve nedeni: Meursault’un cinayeti işlediği zaman ve yargılandığı zaman. Çünkü romanın asıl güzel kısımları cinayeti işledikten sonra olduğunu düşünüyorum, aynı zamanda bunu neden yaptığını asla tam olarak bilemeyeceğim. İşlediği cinayet Meursault’u gizemli bir karatker olarak gösteriyor.
Yargılandığı yerler çünkü burada işlediği suçtan değil de topluma yabancılaşmasından dolayı yargılandığını görüyoruz, ve romanın ana düşüncesini buralarda daha iyi anlıyoruz.
15. Romanın beğenmediğim bölümü ve nedeni: Roman yeterince kısa ve anlaşılır olduğundan dolayı beğenmediğim pek bir bölümü yok.
16. Eser hakkındaki düşünceler: Eseri oldukça sevdim ve Meursault gibi bir karakterin gözünden hayata bakmak oldukça ilginçti. Karakterle sempati kurabildim, ve bakış açısına onun için hak verebildim. Dil ve üslübü oldukça rahattı, tek günde rahatça ve zevkle bitirilebilecek bir roman.
YİĞİT DOĞAN 11/FLA
DIŞ YAPI
1. Romanın adı: Yabancı
2. Yazarı: Albert Camus
Yazarın yaşamına yönelik bilgiler: Albert Camus 1913 yılında Cezayir’in küçük bir kasabasında dünyaya gelmiştir. Yoksul bir ailede dünyaya gelen Camus’un babası I. Dünya savaşında cephede yaşamını yitirmiştir. Büyükannesi, felç olan dayısı ve annesi ile zorlu hayat koşullarında yaşamıştır. Hayatının bu dönemini Tersi ve Yüzü isimli eserinde anlatmıştır. Albert Camus yazarlığının yanı sıra tiyatroya da ilgi duymuş, İşçinin Tiyatrosu isimli tiyatro salonu kurmuştur. Bu tiyatro 4 yıl ayakta kalmıştır. İlk tiyatro eseri olan Caligula’dır. Oyun yazdığı dönemlerde cinnet getiren bir roma imparatorunun dramı ile ilgili oyunu sonunda absürdizm savunucusu olarak anılmış bu düşünceyi reddetmiştir. Absürt bir ölüm şekli olarak değerlendirdiği trafik kazası ile 4 Ocak 1960 yılında yaşamını yitirmiştir.
3.Basıldığı yer ve basım yılı: 1942
4.Yayınevi: Can Yayınları
5. Sayfa sayısı: 123
İÇ YAPI
- Olay örgüsü / romanın özeti: Roman, ana karakter Meursault’un annesinin cenazesiyle başlıyor. Bellidir ki Meursault hayattan bıkmıştır, elbette annesini seviyordur ve öldüğüne üzgündür ama bu cenaze olsun bitsin istiyordur. Hatta annesinin ölünce hastalıktan kurtulduğu için rahatladığını düşünüyordur. Fakat Meursault’un bu tavırları etrafındaki insanlar tarafından hiç hoş karşılanmıyordur. Annesinin ölümüne karşın bu kadar rahat ve umursamaz olmasını kimse anlayamıyordur.
Meursault tutuklanır, ve bu cinayetten dolayı mahkemesi olacaktır. Fakat mahkemede işlediği suçtan çok, Meursault davranışları yüzünden yargılanır. Avukat, Meursault’un annesinin cenazesindeki tavırlarını öğrendikten sonra, kendi annesinin cenazesinde bu tarz tavırlar sergileyen bir kişinin çok şeytani olduğunu savunur. Bu noktada bu mahkeme sanki işlenen cinayet için değil de, Meursault’un toplumun hoş karşılamadığı davranışları için yapılıyordur. Bu şekilde, Meursault ölüme mahkum edilmiştir. Ölümünden önce kalan günlerinde Meursault, onu ziyarete gelen papaya karşı çıkar, Tanrı’yı reddeder ve romanın sonuna kadar toplumdan dışlanmış, topluma yabancı kalmıştır.
- Zaman: Romanda herhangi bir zaman kavramı belirtilmemiştir. Ama havanın sıcak olduğu belirtildiğine ve karakterlerin sahile sık gittiklerine bakarak yaz aylarında geçtiğini söylenebilir.
3.Kişiler
a. Ana kişiler: Meursault
Fiziksel özellikleri: Fiziksel özelliklerinden çok bahsedilmemiş, fakat muhtemelen kendi yaşını temsil edecek bir erkeğin özelliklerine sahip.
Ruhsal özellikleri: Gözlemci, çoğu zaman umursamaz, hayatta hiç bir derinlik aramayan, dış dünyaya tamamen yabancı bir karakter. Ölümü hayatın bir parçası olarak görmektedir. Kendisinden uzaklaşmış bir birey olmasına rağmen ölüme yaklaştıkça kendisine karşı farkındalığı artmıştır, fakat hala pek umursamamaktadır.
b. Yardımcı kişiler: Marie, Raymond, Salamano
Fiziksel özellikleri: Marie, belirtildiği üzere fiziği iyi bir kadın. Raymond ise daha iri bir adam. Salamano ise yaşlı bir adam.
Ruhsal özellikleri: Marie, Meursault’un hayatına heyecan katan neşeli bir kadın. Meursault’un bütün bu davranışlarına toplumun aksine anlayışlı ve sabırlı. Raymond ise çapkın, sinsi ve belalı bir karakter. Meursault’un hayatının tamamen değişmesine yol açıyor.
4. Mekân: Cenaze, Sahil, Meursault’un yaşadığı apartman, Duruşma Salonu, Hapishane
Mekânın özellikleri: Karakterler Cezayir’de yaşamakta, çoğunlukla sahilde buluşmaktadırlar.
Mekânın kişi ve olaylara/durumlara etkisi: Meursault, cinayeti sahilde işlemektedir. Duruşma salonu ise romandaki en önemli mekanlardan biridir. Çünkü Meursault burda yargılanır, ve yargılanma sebebi cinayet değil, topluma karşı yabancılaşmasından dolayıdır. Burada kendi düşünceleri yüzünden ölüme mahkum edilir. Hapishane de ise az da olsa hayatta derinlik görmeye başlar, fakat artık bunun için çok geçtir, çünkü zaten yaşamak için fazla vakti kalmamıştır.
5.Romanın teması: Hayata, topluma karşı yabancılaşmak, umursamamazlık, ölüm...
6. Romanın konusu: Yabancı romanının konusu ana karakter Meursault’un topluma yabancılaşması ve bunun yüzünden yargılanmasıdır.
7. Romanın ana düşüncesi: Dünya anlamsızdır, toplumun kurallarına uymak saçmalıktır. Yaşam çok tekdüzedir ve bu şekilde insan ölümü bile rahatlıkla kabullenir.
8. (Varsa) Yazarın etkilendiği edebî akım ve eser üzerindeki etkileri: Varoluşçuluk
9. Romanın dil ve anlatım özellikleri: Öyküleyici anlatım kullanılmıştır.
Dil ve Üslup özellikleri ve metinden örnekleri (akıcı, duru, yalın, açık, anlaşılır vs.)
Sade, tekdüze ve anlaşılır bir dille yazılmıştır.
10. Anlatıcının bakış açısı (hâkim, gözlemci, kahraman)
Kahraman bakış açısı kullanılmıştır.
11. Romanı edebî yapan özellikler: Yaşamın tekdüzeliğini incelemesi, varoluşculuğu savunan bir hikâye olması, topluma yabancılaşmayı incelemesi...
12. Romandaki kurmaca dünya ile eserdeki dönemin gerçekliği arasındaki ilişki: Gerçek dünya ile tamamen aynı dünyada geçmektedir ve romandaki olayların yaşanması gerçek dünyada da olasıdır.
13. Roman yazarının yaşamının eser üzerindeki etkileri: Albert Camus’un savunduğu varoluşçuluk kendisini romanda da göstermektedir.
14. Romanın en beğendiğim bölümü ve nedeni: Meursault’un cinayeti işlediği zaman ve yargılandığı zaman. Çünkü romanın asıl güzel kısımları cinayeti işledikten sonra olduğunu düşünüyorum, aynı zamanda bunu neden yaptığını asla tam olarak bilemeyeceğim. İşlediği cinayet Meursault’u gizemli bir karatker olarak gösteriyor.
Yargılandığı yerler çünkü burada işlediği suçtan değil de topluma yabancılaşmasından dolayı yargılandığını görüyoruz, ve romanın ana düşüncesini buralarda daha iyi anlıyoruz.
15. Romanın beğenmediğim bölümü ve nedeni: Roman yeterince kısa ve anlaşılır olduğundan dolayı beğenmediğim pek bir bölümü yok.
16. Eser hakkındaki düşünceler: Eseri oldukça sevdim ve Meursault gibi bir karakterin gözünden hayata bakmak oldukça ilginçti. Karakterle sempati kurabildim, ve bakış açısına onun için hak verebildim. Dil ve üslübü oldukça rahattı, tek günde rahatça ve zevkle bitirilebilecek bir roman.
YİĞİT DOĞAN 11/FLA
GORİOT BABA - HONORÉ DE BALZAC
1. Romanın adı: Goriot Baba
2. Yazarı: Honoré de Balzac
3.Basıldığı yer ve basım yılı: İstanbul, Mayıs 2004
4.Yayınevi: Bordo Siyah Klasik Yayınlar
5. Sayfa sayısı: 416 sayfa
İÇ YAPI
Olay örgüsü / Romanın özeti:
Maddi durumu kötü bir aileden gelen Eugene büyük bir şehir olan Parise üniversite okumak için gelir fakat zaman içinde istediği zengin hayatına okuyup para kazanmaktan daha kolay ve daha kısa zamanda ulaşabileceği bir yol bulur, Paris sosyetesinin, salonlarının farkına varır ve o hayatı yaşayanlardan biri olmak istediğine karar verir. Bunun için kitaptaki diğer ana karakter olan Goriot Baba’nın öncelikle büyük kızı olan Kontes de Restaud ’ a ilgi duysa da sonrasında Goriot Baba’nın küçük kızı olan Delphine de Nuncingen ile aralarında güçlü bir aşk ortaya çıkar. Eugene’in hayatının gidişatı anlatılırken aynı zamanda da Kontes de Restaud ve Delphine de Nuncingen’ in yalnızca formalitede kalmış evliliklerini de detaylarıyla anlatılır fakat tüm bu olaylar olurken Eugene’i endişelendiren başka bir şeydir. Goriot Baba’nın sağlığı gitgide kötüleşmektedir ve tek istediği hayatını adadığı kızlarını son bir kere görmektir.Buna karşın Goriot Baba’nın bu isteği iki kızı ada önemsemez fakat Eugene son ana kadar hep Goriot Baba ile beraber kalır, onu önemser.
Zaman: 1700-1800’lü yıllar
3.Kişiler
a. Ana kişiler:
Eugene de Rastignac
Goriot Baba
Fiziksel özellikleri:
Goriot Baba: Hafif göbekli ,orta boylu, mavi gözlüdür.
Eugene de Rastignac: Herhangi spesifik bir fiziksel özelliğinin anlatıldığını hatırlamıyorum
Ruhsal özellikleri:
Goriot Baba :Oldukça fedakar, maddi ve manevi her şeyini kızlarına vermeye hazır olan bir babadır.Kitapta Eugene’in aksine sosyal statü anlamında düşme yaşamaktadır.
Eugene de Rastignac: Son derece merhametli ve iyi kalpli bir delikanlıdır. Goriot Baba kendi babası olmasa da onu öz kızları umursamadığında bile umursamış, ona yardım etmiştir. Fakat bir yandan da bulunduğu ekonomik durum ve bunun getirdiği statüden memnun değildir. Bunu değiştirmek için ahlak dışına çıkmadan elinden geleni yapacak kadar hırslı biridir. Kitapta Goriot babanın tersine sosyal statüsü yükselmiştir.
b. Yardımcı kişiler:
Madame Delphine de Nuncingen: Goriot Baba’nın küçük kızıdır
Madame Anastasie de Restaud:Goriot Baba’nn büyük kızıdır
Kont de Restaud:Madame Anastasie de Restaud’un eşidir.
Baron de Nuncingen:Madame Delphine de Nuncingen’in eşidir
Madame de Beausent:Eugene’in sosyetik kuzenidir.
Mösyö d’Ajuda:Madame de Beausent’ın evlilik dışı sevgilisidir.
Sylvie: Pansiyonun aşçısıdır.
Matmazel Michonneau : Bauquer pansiyonunda yaşayan hiç evlenmemiş yaşlı bir kadındır.
Madame Vauquer: Vauquer pansiyonunun sahibidir.
Madame Couture: Cumhuriyet ordusunun idare memurlarından birinin dul karısıdır. Aynı zamanda Victorine ’in akrabasıdır ve ona annelik yapmaktadır.
Victorine Taillefer :Madame Couture’ün annelik yaptığı babası tarafından reddedilen bir genç kızdır.
Vautrine:Vauquer pansiyonunda kalan kötü karakterli, kötü niyetli biridir.
Horace de Bianchon:Eugene’in en yakın arkadaşı olan bir tıp öğrencisidir.
Mösyö Poiret: Matmazel Michonneau’ya âşık olan emekli bir kâtiptir.
Maxime de Trailles:Madame Anastasie de Restaud’un evlilik dışı sevgilisidir.
4. Mekân: Paris
Mekânın özellikleri: Şehir hem zengin burjuva kesimini hem de ekonomik durumu daha kötü olan halk sınıfını barındırıyor. Kitabın olaylarının geliştiği 2 ana mekan var birincisi Vauquer Pansiyonu ve çevresi.
Mekânın kişi ve olaylara/durumlara etkisi: Zengin kesimin yaşadığı evler, muhitler, salonlar halkın ekonomik olarak daha zayıf bir kısmını bulunduran Vauquer pansiyonuna göre çok daha lüks, gösterişli. Kitaptaki her bir karakterin kişiliğine, hal ve davranışlarına yaşadıkları mekanların etkisi açık bir şekilde gözler önüne seriliyor.
5.Romanın teması:
1800-1900 ler Paris’inde toplumda bulunan sınıf farklılıkları.
Babalık duygusu, fedakarlıkları.
6. Romanın konusu:
1800 ler Paris’inde aynı şehirde yaşayan fakat birbirleriyle alakası olmayan iki sınıf anlatılmaktadır. Bu iki sınıftan alt sınıfa ait olan Eugene de Rastignac yaşadığı hayat koşullarını değiştirmek istemesi üzerine kendine farklı yollar araması ve tüm süreçte Goriot Babayla olan ilişkileri.
7. Romanın ana düşüncesi:
Bir insan başka birine ne kadar büyük fedakârlıkta bulunursa bulunsun ne kadar severse sevsin eğer karşı taraf bunun değerini bilip karşılık vermezse bütün yapılanlar bir hiçtir.
8. Yazarın etkilendiği edebî akım ve eser üzerindeki etkileri:
Yazar realizm akımından etkilenmiştir. Yazarın eserde dönemin sosyal sınıflarını, onların yaşayış şekillerini, üzüntülerini , mutluluklarını olduğu gibi ortaya koyması bu akımdan etkilendiğinin açık bir göstergesidir.
9. Romanın dil ve anlatım özellikleri:
Romanda bolca yer ve karakter betimlemeleri bulunuyor. Bunun yanında karakterlerin hissettikleri de oldukça uzun bir şekilde anlatılıyor. Bu betimlemeler okuyucunun dönemi ve karakterlerin ne hissettiklerini anlamasını kolaylaştırıyor. Bu yüzden başta okuması biraz zor olsa da kitabın ilerleyen sayfalarında olaylar okuyucunun kafasında daha rahat oturuyor.
Kitabın büyük bir bölümünde betimleyici anlatım hakim fakat ara sıra, meydana gelen olayların anlatılmasında öyküleyin anlatımdan da yararlanılmış. Aynı zamanda başta Eugene ve Goriot Baba arasında geçen konuşmalar olmak üzere çoğu konuşmada sözleşmeye bağlı anlatımdan yararlanılmıştır. Kitabın yazarı Balzac realist akımdan etkilendiği için kitapta düşse ögelere yer verilmemiş.
Arada çoğunluğu Fransızca olan yabancı sözcükler kullanılmış olsa da bence anlatımı sekteye uğratacak kadar fazla değildi. Kitabın önemli bir bölümünü kaplayan betimlemeler ise bence oldukça açık ve akıcıydı.
10. Anlatıcının bakış açısı:
Kitabın genelinde anlatıcı bakış açısı hakim olsa da kahraman bakış açısının bulunduğu bölümler de vardır.
11. Romanı edebî yapan özellikler:
Bence romanın en önemli edebi özelliği karakterlerin çok sayıda olmasına rağmen iyi bir şekilde okuyucuya tanıtılması ve böylece yazarın ele aldığı dönemi eserine başarılı bir şekilde yansıtabilmesi.
12. Romandaki kurmaca dünya ile eserdeki dönemin gerçekliği arasındaki ilişki:
Romanda kurmaca dünyaya ait ögeler olduğunu düşünmüyorum. Romandaki bütün olaylar ve yapılan betimlemeler dönemin koşullarını ve dönem insanlarını değiştirmeden yansıtmaktadır. Bunun nedeni Balzac’ın edebiyat dünyasında da öncüsü olarak sayıldığı realizmden etkilenmesidir.
13. Roman yazarının yaşamının eser üzerindeki etkileri:
Balzac’ın hayatından çok büyük alıntılar içeren bir kitap. Balzac’ın babası memur annesi Paris ‘in ünlü ve seçkin bir ailesine mensuptu. Bunun yanında Balzac’a karşı soğuk, huysuz bir anne modeli çizmiştir. Annesiyle babası arasındaki bu sosyal statü farkı kitabın üstünde durduğu ana temalardan biri. Ayrıca kitap ile Balzac’ın hayatında ortak bulunan bir başka nokta ise şudur: Hayatı boyunca borç içinde fakir bir hayat sürmüştür (bu yönüyle kitaptaki Eugene’e benzetilebilir) bunun yanında hayatı boyunca zengin kadın figürü tutkusu olmuş birçok eserinde de yer almıştır. Son olarak her zaman köylü kimliğinden kurtulmak istemiş hatta bu yüzden isminde “-de”ekini eklettirmiştir. (Bu olay da Eugene’in kitap boyunca süren hedefleriyle büyük benzerlikler göstermektedir.
14. Romanın en beğendiğim bölümü ve nedeni:
Romanın en beğendiğim bölümü Eugene de Rastignac’a sosyete girmek için başlangıçta gereken parayı ailesinden istemek için onlara yazdığı mektup ve ardından aldığı cevap mektupları. Bu bölümü çok beğendim çünkü hem Eugene de Rastignac’ın hem de ardından cevap olarak kardeşlerinin ve annesinin yazdıkları mektuplar oldukça duygu dolu ve samimiydi.
15. Romanın beğenmediğim bölümü ve nedeni:
Romanda beğenmediğim bir bölüm olmadı yalnızca kitapta çok fazla karakter olmasının yanı sıra bu karakterlerin bazılarının iki ismi olması ve yazarın farklı bölümlerde aynı karakterin farklı isimlerini kullanması beni okurken biraz zorladı.
ZEYNEP EYLÜL ÇELİK 11/FLA
1. Romanın adı: Goriot Baba
2. Yazarı: Honoré de Balzac
3.Basıldığı yer ve basım yılı: İstanbul, Mayıs 2004
4.Yayınevi: Bordo Siyah Klasik Yayınlar
5. Sayfa sayısı: 416 sayfa
İÇ YAPI
Olay örgüsü / Romanın özeti:
Maddi durumu kötü bir aileden gelen Eugene büyük bir şehir olan Parise üniversite okumak için gelir fakat zaman içinde istediği zengin hayatına okuyup para kazanmaktan daha kolay ve daha kısa zamanda ulaşabileceği bir yol bulur, Paris sosyetesinin, salonlarının farkına varır ve o hayatı yaşayanlardan biri olmak istediğine karar verir. Bunun için kitaptaki diğer ana karakter olan Goriot Baba’nın öncelikle büyük kızı olan Kontes de Restaud ’ a ilgi duysa da sonrasında Goriot Baba’nın küçük kızı olan Delphine de Nuncingen ile aralarında güçlü bir aşk ortaya çıkar. Eugene’in hayatının gidişatı anlatılırken aynı zamanda da Kontes de Restaud ve Delphine de Nuncingen’ in yalnızca formalitede kalmış evliliklerini de detaylarıyla anlatılır fakat tüm bu olaylar olurken Eugene’i endişelendiren başka bir şeydir. Goriot Baba’nın sağlığı gitgide kötüleşmektedir ve tek istediği hayatını adadığı kızlarını son bir kere görmektir.Buna karşın Goriot Baba’nın bu isteği iki kızı ada önemsemez fakat Eugene son ana kadar hep Goriot Baba ile beraber kalır, onu önemser.
Zaman: 1700-1800’lü yıllar
3.Kişiler
a. Ana kişiler:
Eugene de Rastignac
Goriot Baba
Fiziksel özellikleri:
Goriot Baba: Hafif göbekli ,orta boylu, mavi gözlüdür.
Eugene de Rastignac: Herhangi spesifik bir fiziksel özelliğinin anlatıldığını hatırlamıyorum
Ruhsal özellikleri:
Goriot Baba :Oldukça fedakar, maddi ve manevi her şeyini kızlarına vermeye hazır olan bir babadır.Kitapta Eugene’in aksine sosyal statü anlamında düşme yaşamaktadır.
Eugene de Rastignac: Son derece merhametli ve iyi kalpli bir delikanlıdır. Goriot Baba kendi babası olmasa da onu öz kızları umursamadığında bile umursamış, ona yardım etmiştir. Fakat bir yandan da bulunduğu ekonomik durum ve bunun getirdiği statüden memnun değildir. Bunu değiştirmek için ahlak dışına çıkmadan elinden geleni yapacak kadar hırslı biridir. Kitapta Goriot babanın tersine sosyal statüsü yükselmiştir.
b. Yardımcı kişiler:
Madame Delphine de Nuncingen: Goriot Baba’nın küçük kızıdır
Madame Anastasie de Restaud:Goriot Baba’nn büyük kızıdır
Kont de Restaud:Madame Anastasie de Restaud’un eşidir.
Baron de Nuncingen:Madame Delphine de Nuncingen’in eşidir
Madame de Beausent:Eugene’in sosyetik kuzenidir.
Mösyö d’Ajuda:Madame de Beausent’ın evlilik dışı sevgilisidir.
Sylvie: Pansiyonun aşçısıdır.
Matmazel Michonneau : Bauquer pansiyonunda yaşayan hiç evlenmemiş yaşlı bir kadındır.
Madame Vauquer: Vauquer pansiyonunun sahibidir.
Madame Couture: Cumhuriyet ordusunun idare memurlarından birinin dul karısıdır. Aynı zamanda Victorine ’in akrabasıdır ve ona annelik yapmaktadır.
Victorine Taillefer :Madame Couture’ün annelik yaptığı babası tarafından reddedilen bir genç kızdır.
Vautrine:Vauquer pansiyonunda kalan kötü karakterli, kötü niyetli biridir.
Horace de Bianchon:Eugene’in en yakın arkadaşı olan bir tıp öğrencisidir.
Mösyö Poiret: Matmazel Michonneau’ya âşık olan emekli bir kâtiptir.
Maxime de Trailles:Madame Anastasie de Restaud’un evlilik dışı sevgilisidir.
4. Mekân: Paris
Mekânın özellikleri: Şehir hem zengin burjuva kesimini hem de ekonomik durumu daha kötü olan halk sınıfını barındırıyor. Kitabın olaylarının geliştiği 2 ana mekan var birincisi Vauquer Pansiyonu ve çevresi.
Mekânın kişi ve olaylara/durumlara etkisi: Zengin kesimin yaşadığı evler, muhitler, salonlar halkın ekonomik olarak daha zayıf bir kısmını bulunduran Vauquer pansiyonuna göre çok daha lüks, gösterişli. Kitaptaki her bir karakterin kişiliğine, hal ve davranışlarına yaşadıkları mekanların etkisi açık bir şekilde gözler önüne seriliyor.
5.Romanın teması:
1800-1900 ler Paris’inde toplumda bulunan sınıf farklılıkları.
Babalık duygusu, fedakarlıkları.
6. Romanın konusu:
1800 ler Paris’inde aynı şehirde yaşayan fakat birbirleriyle alakası olmayan iki sınıf anlatılmaktadır. Bu iki sınıftan alt sınıfa ait olan Eugene de Rastignac yaşadığı hayat koşullarını değiştirmek istemesi üzerine kendine farklı yollar araması ve tüm süreçte Goriot Babayla olan ilişkileri.
7. Romanın ana düşüncesi:
Bir insan başka birine ne kadar büyük fedakârlıkta bulunursa bulunsun ne kadar severse sevsin eğer karşı taraf bunun değerini bilip karşılık vermezse bütün yapılanlar bir hiçtir.
8. Yazarın etkilendiği edebî akım ve eser üzerindeki etkileri:
Yazar realizm akımından etkilenmiştir. Yazarın eserde dönemin sosyal sınıflarını, onların yaşayış şekillerini, üzüntülerini , mutluluklarını olduğu gibi ortaya koyması bu akımdan etkilendiğinin açık bir göstergesidir.
9. Romanın dil ve anlatım özellikleri:
Romanda bolca yer ve karakter betimlemeleri bulunuyor. Bunun yanında karakterlerin hissettikleri de oldukça uzun bir şekilde anlatılıyor. Bu betimlemeler okuyucunun dönemi ve karakterlerin ne hissettiklerini anlamasını kolaylaştırıyor. Bu yüzden başta okuması biraz zor olsa da kitabın ilerleyen sayfalarında olaylar okuyucunun kafasında daha rahat oturuyor.
Kitabın büyük bir bölümünde betimleyici anlatım hakim fakat ara sıra, meydana gelen olayların anlatılmasında öyküleyin anlatımdan da yararlanılmış. Aynı zamanda başta Eugene ve Goriot Baba arasında geçen konuşmalar olmak üzere çoğu konuşmada sözleşmeye bağlı anlatımdan yararlanılmıştır. Kitabın yazarı Balzac realist akımdan etkilendiği için kitapta düşse ögelere yer verilmemiş.
Arada çoğunluğu Fransızca olan yabancı sözcükler kullanılmış olsa da bence anlatımı sekteye uğratacak kadar fazla değildi. Kitabın önemli bir bölümünü kaplayan betimlemeler ise bence oldukça açık ve akıcıydı.
10. Anlatıcının bakış açısı:
Kitabın genelinde anlatıcı bakış açısı hakim olsa da kahraman bakış açısının bulunduğu bölümler de vardır.
11. Romanı edebî yapan özellikler:
Bence romanın en önemli edebi özelliği karakterlerin çok sayıda olmasına rağmen iyi bir şekilde okuyucuya tanıtılması ve böylece yazarın ele aldığı dönemi eserine başarılı bir şekilde yansıtabilmesi.
12. Romandaki kurmaca dünya ile eserdeki dönemin gerçekliği arasındaki ilişki:
Romanda kurmaca dünyaya ait ögeler olduğunu düşünmüyorum. Romandaki bütün olaylar ve yapılan betimlemeler dönemin koşullarını ve dönem insanlarını değiştirmeden yansıtmaktadır. Bunun nedeni Balzac’ın edebiyat dünyasında da öncüsü olarak sayıldığı realizmden etkilenmesidir.
13. Roman yazarının yaşamının eser üzerindeki etkileri:
Balzac’ın hayatından çok büyük alıntılar içeren bir kitap. Balzac’ın babası memur annesi Paris ‘in ünlü ve seçkin bir ailesine mensuptu. Bunun yanında Balzac’a karşı soğuk, huysuz bir anne modeli çizmiştir. Annesiyle babası arasındaki bu sosyal statü farkı kitabın üstünde durduğu ana temalardan biri. Ayrıca kitap ile Balzac’ın hayatında ortak bulunan bir başka nokta ise şudur: Hayatı boyunca borç içinde fakir bir hayat sürmüştür (bu yönüyle kitaptaki Eugene’e benzetilebilir) bunun yanında hayatı boyunca zengin kadın figürü tutkusu olmuş birçok eserinde de yer almıştır. Son olarak her zaman köylü kimliğinden kurtulmak istemiş hatta bu yüzden isminde “-de”ekini eklettirmiştir. (Bu olay da Eugene’in kitap boyunca süren hedefleriyle büyük benzerlikler göstermektedir.
14. Romanın en beğendiğim bölümü ve nedeni:
Romanın en beğendiğim bölümü Eugene de Rastignac’a sosyete girmek için başlangıçta gereken parayı ailesinden istemek için onlara yazdığı mektup ve ardından aldığı cevap mektupları. Bu bölümü çok beğendim çünkü hem Eugene de Rastignac’ın hem de ardından cevap olarak kardeşlerinin ve annesinin yazdıkları mektuplar oldukça duygu dolu ve samimiydi.
15. Romanın beğenmediğim bölümü ve nedeni:
Romanda beğenmediğim bir bölüm olmadı yalnızca kitapta çok fazla karakter olmasının yanı sıra bu karakterlerin bazılarının iki ismi olması ve yazarın farklı bölümlerde aynı karakterin farklı isimlerini kullanması beni okurken biraz zorladı.
ZEYNEP EYLÜL ÇELİK 11/FLA